I – GİRİŞ
Vergi; Devlet tarafından kamu harcamalarını finanse etmek amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden, ödeme kabiliyetlerine göre, karşılıksız ve cebri olarak alınan parasal değerler şeklinde tanımlanmakta olup Devlet, sahip olduğu bu gücü Anayasanın 73 üncü maddesinden almaktadır.
Dünyada ilk kez 1954 yılında Fransa’da doğmuş olan Katma Değer Vergisi (KDV), Türkiye’de 25.10.1984 tarihinde TBMM tarafından kabul edilerek 3065 sayılı Yasa ile 01.01.1985 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Genç ve dinamik bir vergi türü olan KDV, 1984 yılından bu yana çıkarılan çeşitli kanunlarla birçok kez madde değişimine uğramış olup, merkezi ekonominin içinde yer alan enstrümanlardan biri olması hasebiyle de değişime uğramaya devam etmesi kaçınılmazdır.
Katma değer vergisinin mali anestezisi çok yüksek bir vergi türü olmasıyladır ki işbu Kanun, mevzuat soy ağacında her daim on sekiz yaşında genç bir delikanlı gibi yerini korumaya devam edecektir.
4T Kuramı: “KDV İadenin Doğuşu” adlı makalemiz ile birlikte literatür sahnesinde yerini alan 4T Kuramı, iade hakkı doğuran işlemler neticesinde KDV iadenin doğuşu hakkında siz değerli okuyuculara ışık tutmaktadır.
4T Kuramının oluşturulmasındaki gaye; KDV iade müessesesindeki iade türlerinin çıkış noktalarını idrak ederek iadenin temel mantığını zihinlere nakşetmektir. Bu vesileyle örnek olaylar karşısında yorum yapabilme yetisinin gelişmesi ve idrak – şuur – tekamül aşamalarının ivedi bir şekilde tamamlanması öncelikli amaçlardandır.
II – KDV İADENİN DOĞUŞU
Harcamalar üzerinden alınan bir işlem vergisi olan KDV, mal ve/veya hizmeti teslim eden (satıcı/sorumlu) tarafından ödenen, ancak teslim alan (alıcı/nihai tüketici) üzerine yüklenen bir vergi çeşidi olup, dolaylı bir vergi olması nedeniyle de tahsili kolay, etkin, ekonomik ve verimliliği yüksektir.
Esas olarak bir mal ve/veya hizmet teslimi yapıldığında, teslim bedeli üzerinden KDV hesaplanır ve üretimden tüketime kadar ortaya çıkan toplam katma değerin vergilemesi sağlanır.
Günümüz itibariyle yapılan mal ve hizmet teslimlerinde, %1’den %20’ye kadar uygulanmakta olan oranlar mevcuttur.
Mal ve/veya hizmetin teslimini gerçekleştiren taraf, teslime konu olan işlemi gerçekleştirmek için sağladığı girdiler üzerinden ödediği yani yüklendiği katma değer vergisini, hesaplanan katma değer vergisinden indirmek suretiyle ödenecek KDV’ ye ulaşır.
Şayet 191 İndirilebilir KDV tutarı, 391 Hesaplanan KDV tutarından fazla ise yani bir dönem içinde yüklenilen ancak o dönem içinde indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarı mevcut ise aradaki fark tutar ilgili kişi/kurumun omuzlarında yük olarak kalacaktır.
Pekala kişi/kurum üzerinde yük kalan bu tutarların azaltılması ya da tamamen yok edilmesi adına Devlet kanalından sunulan çıkış yolları var mıdır?. sorusuna cevaben “4T Kuramı” sahneye çıkmaktadır.
III – 4T KURAMI
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda “iade hakkı doğuran işlemler” başlığı altında topladığımız katma değer vergisinde indirim ve iadeye imkân sağlayan işlemler aşağıdaki tablomuzda görsel hafızaya hitap edecek şekilde kaleme alınmıştır.
İşlem Türü |
Kanun Maddesi |
Anahtar Kelime |
Kodu |
Fazla veya Yersiz Ödenen KDV |
8/2 |
Taşkın |
T1 |
Tevkifat |
9 |
Tedbir |
T2 |
Tam İstisnalar |
32 |
Teşvik |
T3 |
İndirimli Oran Uygulaması |
29/2 |
Tenzil |
T4 |
T1 – FAZLA VEYA YERSİZ VERGİNİN İADESİ
Vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya katma değer vergisini fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde; düzenlediği bu tür vesikalarda katma değer vergisini gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler. Bu husus kanuna göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de geçerlidir. Özetle; Taşkın bir beyan olması durumunda mükellef, mevzuat gereği ilgili tutarı ödemekle yükümlüdür.
Bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hazineye ödenen taşkın vergi, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edilir.
T2 – TEVKİFAT
3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca vergi alacağının güvence altına almak için Tedbir amaçlı uygulanan sistemdir.
Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, iş yerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumlu tutma yetkisine sahiptir.
Tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarının mükellefe iade edilebilmesi için, satıcının tevkifat uygulanmayan KDV tutarını 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmiş olması, alıcının da yaptığı tevkifatla ilgili 2 No.lu KDV Beyannamesini vergi dairesine vermiş olması zorunludur. Ayrıca iade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması şarttır.
Ayrıca iade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması şarttır. (1)
T3 – TAM İSTİSNALAR
Yatırımı, ihracatı ve istihdamı artırıcı faaliyetleri desteklemek ve çoğaltmak gibi amaçlar doğrultusunda Devletin mükellefleri sübvanse edebilmek adına Teşvik unsuru olarak kullandığı bir sistemdir.
3065 sayılı Kanunun 11, 13, 14 ve 15 inci maddeleri ile 17/4-s bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak Katma Değer Vergisinden indirilir.
Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen Katma Değer Vergisi, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar talep edilmesi şartıyla Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunur.
Ayrıca 3065 sayılı Kanuna eklenen geçici maddeler ya da sair Kanunlarda yer alan maddeler ile tam istisna kapsamına alınan iade türleri de mevcuttur.
T4 – İNDİRİMLİ ORAN UYGULAMASI
Mükelleflerin yapmış oldukları işlemler sırasında mal/hizmet alımlarına ait KDV oranları yüksek iken mal/hizmet satışlarına ait KDV oranlarının Devlet tarafından Tenzil edilmesi nedeniyle arada oluşan fark KDV oranlarının mükellef üzerinde yük olarak kalması sonucu fazlalık kısmın tasfiyesi amacıyla gerçekleşen iade türüdür.
3065 sayılı Kanunun 29/2 maddesine göre; bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolaysıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez.
Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Cumhurbaşkanı tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanınca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin Kanunda belirlenen borçlarına mahsuben ödenir. Ancak mahsuben iade edilmeyen vergi, Maliye Bakanlığınca belirlenen sektörler, mal ve hizmet grupları ve dönemler itibarıyla yılı içinde nakden iade edilebilir. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin Kanunda sayılan borçlarına mahsuben iade edilir.
IV – HER SON YENİ BİR BAŞLANGIÇ
İndirilecek KDV tutarının hesaplanan KDV tutarından fazla olduğu yani bir dönem içinde yüklenilen ancak o dönem içinde indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarı neticesinde ilgili dönem KDV beyannamesinde Devreden KDV sütununa geçilecektir ki – genel bir ifadeyle – bu durum KDV iadenin doğmasına vesile olacaktır.
(a) 391 > 191; 360 Ödenecek KDV |
(b) 391 < 191; 190 Devreden KDV |
(a) İade yok / (b) İade var. |
Farkındalık Notu: İade hakkı doğuran bir işlem nedeniyle iade alınabilmesi için ilgili dönem beyannamesinde (391 < 191; 190) Devreden KDV çıkması yani mükellefin yüklendiği KDV tutarını indirim yoluyla gideremeyip omuzlarında yük olarak bırakılması gerekir. Ancak bu durumun istisnası; tecil – terkin müessesesi olan ihraç kayıtlı satışlara ait işlemlerdir ki ödenecek KDV çıktığı durumlarda da KDV iade söz konusu olabilmektedir. (İhraç Kayıtlı Satış – Serhat ERDEN; https://www.alomaliye.com/2020/11/11/ihrac-kayitli-satis/ makalemize bakabilirsiniz.)
Örnek Olay : Hayal Ürünü İhracat firmasının 500.000.-TL tutarındaki bir ürünü tam istisna (T3) kapsamında 2023/Ağustos döneminde yurt dışı ihracata konu ettiği, yurt içi alımlarının 300.000.-TL, satışlarının ise 100.000.-TL olduğu ve tüm ürünlere uygulanan KDV oranının %20 olduğu varsayımı altında;
100.000 x %20 = 20.000.-TL Hesaplanan KDV
300.000 x %20 = 60.000.-TL İndirilecek KDV
——————————————————————————
60.000 – 20.000 = 40.000.-TL Devreden KDV
Bu bağlamda; Hayal Ürünü İhracat firması, 2023/Ağustos döneminde 500.000.-TL tutarındaki yurt dışı ihracatı nedeniyle alıcı mükelleften tahsil etmediği ancak mevzuat gereği beyan edip ödediği ve üzerine yük edindiği (500.000x%20=) 100.000.-TL tutarındaki KDV’nin ancak ilgili dönemde ortaya çıkan devreden KDV tutarına kadar olan kısmını yani 40.000.-TL’ yi iade alabileceği tabiidir.
1 NOLU KDV BEYANNAMESİ (AĞUSTOS/2023) |
|
Hesaplanan KDV [ 100.000 x %20 ] |
20.000 |
Toplam Vergi İndirimi [ 300.000 x %20 ] |
60.000 |
Mal İhracı nedeniyle Yüklenilen KDV [500.000x%20] |
100.000 |
Ödenmesi Gereken KDV (Fark) |
0.- |
İade Edilmesi Gereken KDV [60.000 – 20.000] (Mal ihracı hasebiyle üzerine yük kalan tutar ne olursa olsun maksimum Devir KDV tutarı kadar (İndirilecek KDV – Hesaplanan KDV) iade alınabilir.) |
40.000 |
Sonraki Döneme Devreden KDV |
0.- |
Yukarıdaki örneğimizde; spesifik bir iade türü seçilerek tam istisna (T3) kapsamında KDV iadenin doğuşunun ele alındığı, iade hakkı doğuran işlemlerin (T1, T2, T3, T4) ise kendilerine has ruhlarının olduğu göz ardı edilmemelidir.
KDV iadenin alfabesinden başlayarak kurguladığımız 4T Kuramı : “KDV İadenin Doğuşu” adlı makalemiz ile katma değer vergisinin lafzı ve ruhunu birlikte anlayabilmek adına ufak bir adım atılarak ilerleyen süreçte – devam niteliği taşıyacak – yazılarımız vesilesiyle iade müessesesinin okuyucu zihninde inşası planlanmakta olup, amacımız bireyden genele katma değer oluşturmaktır.
Her hasadın bir zekâtı vardır. İlmin zekâtı ise öğretmektir. İlim, paylaştıkça çoğalan bir hazinedir.
Kaynaklar :
- Katma Değer Vergisi Kanunu. (gib.gov.tr)
- 1 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği (gib.gov.tr)
- 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı
- SERHAT, E. “İhraç Kayıtlı Satış”. ( https://www.alomaliye.com/2020/11/11/ihrac-kayitli-satis/ ). Erişim tarihi: 17.07.2023
Dipnot:
(1) Danıştay 4. Dairesi’nin 10.11.2022 tarihli ve E.2021/2647, K.2022/6427 sayılı Kararına istinaden tevkifat uygulamasından kaynaklanan KDV iadelerinde, alıcılar tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması şartının aranılmayacağı GİB’in 13 Mayıs 2022 tarihli ve E-64994458-130[5509-815]-63230 sayılı Genel Yazısı ile açıklanmıştır.
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com ve mevzuatname.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır. |